Tüp Mide (Sleeve Gastrectomy) sonrası kaçak riski istatistiksel olarak %1-3 civarındadır.

40 Fr çapında kalibrasyon tüpü kullanmak, kilo vermeyi etkilemeksizin kaçak riskini azaltan bir faktördür.

Tüp mide kaçaklarında endoskopik olarak stent yerleştirmek kaçakların çoğunu kontrol altına alır. Nadiren kronik mide kaçaklarında midenin tamamen çıkarılarak yemek borusuna bypass yapılmak zorunda kalınabilir.

Sleeve gastrectomy midenin kalibrasyon tüpü rehberliğinde küçük kruvatur boyunca stappler dediğimiz cerrahi aletler yardımıyla ayrılarak daraltılması işlemidir. Kilo kaybının gastrik bypass operasyonu ile benzer olması, komplikasyon riskinin gastrik bypass operasyonuna oranla düşük olması ve ameliyat sonrası kontrole daha az gerek olması nedenlerinden dolayı günümüzde en sık yapılan obezite cerrahi yöntemi haline gelmiştir.

Tüp mide ameliyatlarında mide kaçağı, kanama, darlık, dalak yaralanması, portal ven trombozu ve reflü gelişimi gibi birtakım komplikasyonlar nadir de olsa görülebilmektedir.

Tüp mide ameliyatı sonrasında kaçakların %75-89’u midenin üst kısmından olmaktadır. Kaçaklar genellikle ameliyatın ilk 7 günü içerisinde saptanmaktadır. Mide kaçağında hasta normal görünümde olabildiği gibi, karşımıza ağır bir tablo ile de çıkabilir. Mide kaçağı ne kadar erken saptanabilirse, tedavisi de aynı oranda başarılı olmaktadır.

Mide Kaçağı

Sleeve gastrectomy sonrası mide kaçağını saptamak için hem ameliyat esnasında kaçak testi yapılır, hem de ameliyat sonrasında hastaya pasaj filmi veya bilgisayarlı tomografi çekilir. Ameliyat sonrası karına konulan diren kaçağı göstermekte yetersizdir.

Hastanın BMI (Body Mass Index)’inin 50 üzerinde olması, erkek cinsiyet ve daha önce bariatrik operasyon geçirmesi kaçak riskini arttırmaktadır.

Tüp mide ameliyatı esnasında, mide kaçağını engellemek için midenin açılandığı alt kısımda tüp veya tüpün yarısı kadar pay bırakılarak kesmek gerekir. Yine mideyi ayırırken tüpün en az 1cm dışından mideyi kesmek gerekir.

Kaçak riskini azaltan diğer bir nokta, midenin üst tepe kısmını ayırırken midenin açılandığı yerden en az 1cm pay bırakarak kesmektir.

Mideyi ayırırken stappler dediğimiz aleti, kapalı halde kompresyon uygulayarak biraz tuttuktan sonra ateşlemek gerekir.

40 Fr ve üzerinde kalibrasyon tüpü kullanmak kaçağı azaltan bir diğer faktördür. Mide ayrıldıktan sonra, stappler hattının dikilmesi hem mide kaçağını hem de kanamayı engellemektedir.

Tüp mide ameliyatı sonrası oluşan mide kaçağında enfeksiyon kontrolü ve beslenmenin sağlanması tedavinin en önemli bileşenleridir.

Endoskopik olarak konan stentler birçok hastanın tekrar ameliyata gerek kalmadan iyileşmesini sağlamaktadır.

Eğer hastada ciddi karın içi enfeksiyon bulguları var ise tekrar ameliyat edilerek, karın içi temizlenir ve buraya geniş bir diren koyulur. Hiçbir bulgusu olmayan stabil kaçak hastalarına dışarıdan ultrason yardımı ile diren koyularak antibiyotik tedavisi uygulanır. Enfeksiyon kontrol altına alındıktan sonra pasaj filmi çekilerek kaçağın yeri saptanır ve endoskopik olarak mideye stent koyulur. Stentlerin üç haftadan önce geri alınması önerilmez. Stentler ortalama 6 hafta midede tutulur bu sırada hasta rahatlıkla beslenir. 12 hafta geçmesine rağmen kapanmayan mide kaçaklarına cerrahi işlem uygulanır. Mide kaçak olan yerle birlikte tamamen veya kısmen çıkarılarak, kalan mideye ince bağırsak bağlanır.

Bir nevi bypass işlemi uygulanır.

Yorum Yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir